Carrie Bradshaw'ı Seviyoruz
- kubrahanic 
- 2 Ağu 2020
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 13 Kas 2020
Bizim için hep 30’larında, ilişkilere nokta atışı yapan yazılarını yazan, harika saçları, şaşırtıcı stili ve zorlayıcı ilişkileri seven kalbiyle kalacak olan Carrie Bradshaw, Sex and the City’nin ilk bölümünün yayınlanmasının ardından neredeyse çeyrek asır geçmesine rağmen hala hayali arkadaşımız olmaya devam ediyor.

Son 20 yıldır moda sektörü, diziler, ayakkabılar hatta arkadaşlıkları bile farklı bir kıyas seviyesine taşıyan kriterimiz var: Sex and the City. Her kadın arkadaş grubunda karşılığı bulunan Carrie, Miranda, Samantha ve Charlotte’un etkilerini sadece yayınlandığı yıllarda bırakmadığı kesin. Altı sezon, 94 bölüm ve iki filmin ardından devam etmeyeceği söylenen diziyi her gün özleyenlerin sayısı hiç de az değil.
Dizi karakterleri arasından hepimizin pozitif ayrımcılık yaptığı, canımız Carrie’miz yarattığı detaylarla hala akıllarda. Dizinin kostüm tasarımcısı Patricia Field’in kullandığı detaylarla Carrie’nin stili her bölümde farkını gösterdi. Carrie; tasarımcıların en yeni koleksiyonlarından seçtiği parçalar, farklı kıyafetleri bir araya getirerek yaptığı sürpriz kombinler, ayakkabılar, çantalar ve çok daha fazlasıyla günümüz dizi karakterlerinin bile yakalayamadığı moda algısını yarattı.

Peki biz Carrie'yi neden bu kadar sevdik?
Tutkuyla takıntı arasında gidip gelen aşkı
Dizi boyunca Mr. Big’e hep kızdık ama ilginç bir şekilde birlikte olmalarını da istedik. Her ne kadar Carrie’nin Aidan’la olmasını isteyenlerin sayısı az olmasa da Big’in elektriği çok farklıydı. Bu Carrie için de aynı olmalı ki tutku, aşk ve takıntı arasında gidip gelen ilişkileri araya aldatmalar, sayısız hayal kırıklığı, bir evlilik ve Paris bile girse de sonunda birlikteydiler.

Bu cümleyi zor zamanlar için ezberledik: your girl is lovely hubbell
En ilginç kıyafetleri mükemmel şekilde taşıması
Eğer Carrie Bradshaw bu kadar güzel yakıştırıp giymeseydi kimse tütü giymeye kalkmazdı. Ya da tişört üzerine atlet giydiğinde, desenleri karıştırdığında, ilginç taytlar üzerine etek giydiğinde güzel görünmeseydi bu kadar beğenilmezdi. İlginç olan şu ki -Patricia Field’in başarısı mı yoksa Sarah Jessica Parker’ın mükemmelce taşıması mı bilinmiyor ama- diziyi izlerken Carrie’nin kombinlerinin hepsinin güzel görünmesi.

Ayakkabıları yatırımı
Carrie’nin en sevdikleri şüphesiz ayakkabıları. Christian Louboutin, Manolo Blahnik, Jimmy Choo, Valentino dizi boyunca odağı bir şekilde ayakkabılara çekeyi başardı.
Öyle ki bu ayakkabılardan biri için arkadaşına çek yazdırmayı başardı -bkz 6. Sezon, 9. Bölüm-, sokakta ayakkabılarının çalınmasına maruz kaldı, çıktığı defilede ultra yüksek topukları yüzünden düştü. En önemlisi de bir çift Manolo Blahnik’le evlenme teklifi aldı.

Sırtını yaslayabildiği arkadaşları
Ne yaşarsa yaşasın onu yargılamadan -tamam bazen belki birazcık-, her zaman destek olan, her şeyi konuşabildiği, hafta sonu brunch’larından ya da hafta içi öğle yemeklerinde buluşup hayatı güzel hale getiren arkadaşlar herkese gerekli. Zaman zaman ani çıkışlarla atışsalar da hiçbir zaman ondan vazgeçmeyen arkadaşların olması çok güzel bir his. Carrie’de bu hissi yaşayan şanslı kadınlardan.





Yorumlar